26 Mart 2024 Salı

Hikayenin Kendisi

Nasıl tarif etsem, bilmiyorum. Uzun zamandır ilk kez, içimi kulaklarıma döküyorum. Birini doğuruyorum, hiç değmeden bir başkasının tenine. Epey yaşı var hem de belli, gözlerinde. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Hiç şaşırtmıyor artık bu hikaye. Evveli kayıp bir kitabın ortasındaki B, Damlamış bir şarabım, altı çizilmiş bir kelimeye. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Çağıran yollar var da sanki, Doğumu bekleyen bir şeyda gibi, Dönüp duruyorum kalbimin eşiğinde. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Karanlığı güneşten daha parlak, bir dünya ışıldıyor içimde, Bir çift göz açılıyor ayaklarımın altında, Bakmadığım tek yerde görüyorum hakikati, toprağı ezdikçe. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Hatırlıyorum, duvarları taştan bir kütüphane… Yaprakları etrafa savrulmuş eski bir kitabı toparlamaya çalışıyorum. Hem korkuyorum, hem sahip olmak istiyorum hikayesine. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Hatırlamaya çalıştıkça unuttuğum bir rüya gibi, Sanki içimde tüm kitaplar, hem de değil. Sanki dimdik duruyor karşımda tüm harfler, hem de emrediyorum; eğil! Nasıl tarif etsem bilmiyorum. Gümüş bir kalem elimde, diz çöküyor dünya önümde. Bir kapı açılıyor omurgamın içinden, Hatırlıyorum evveli de ahiri de. Kitap da benim, şarap da; Okuyan da benim, yazan da. Ben adağım, hem de sunak. Hem tadanım, hem de tat. Nasıl tarif etsem, bilmiyorum, Teslim alan ve teslim edenim; kendini yaratıyor Tanrı sanki… Ait olduğum bir hikayeye sahipmişim gibi, Ben anlatanım, hem de hikayenin kendisi. Epicsi | 26.03.24 | 21.08