Farkındalığın sakinliğiyle müttefik yer çekimi.
Boyun eğiyor omuzlarım saygıyla.
Fuzuli bir düşmüş silgimi harcatan hikaye; asla bitememiş.
Anlaşamıyoruz.
Damağına değen dili, ezberletiyor kıvrımları, yerdeki.
Suratına üflüyorum.
Arzularım sırt çantamda.
En uygun oteli arıyorum.
Denizi ve havayı kirletmeden, onlardan nasıl kurtulacağımı düşünürken, bir izmarit daha düşüyor toprağa.
Zamana maruz kalmış bir et.
Kokmasına ramak kalmış.
Tüm sözler söylenmiş.
Yakalım mı alfabeyi?
Üzerimize yağsın ölüler.
Derin bir nefes alalım biz.
Bedenimizde yeniden dirilsinler.
Sevelim vicdanın fısıltısını.
O halde hiç ölemezler.
Hatırla.
Hissetmeden içilen su, asla geçirmeyecek huzursuzluğunu.
Onlar da vaktiyle, susuz öldüler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder