"Kim olduğumu ve nerede olmak istediğimi bilmiyorum.. Belki de bu yüzden hiç bir yerde, hiç kimseyim." Aslında ben youm la.
2 Nisan 2017 Pazar
DUDAK PAYI
Bana bahşedilmiş en büyük yeteneğin, kapıldığım panikle ifade edemediğim duygularımın beyaz bir yaprakla çarpışıp mürekkebe dönüşmesini izlemek olduğunu düşündüm hep. Ben doğru zamanda, doğru yerde oldum sadece. Mürekkebin sevişeceği varsa yaprakla, bahaneyim. Nasılsa alacak eline biri. Ben iyi bir izleyiciyim. Zatın anlayadursun hecemi, ayağımı taşırmadan izledim şeritleri. İçinden içinden. Tüm kurallara uydum, ışıklarda durdum. Karanlık bir otopark.. Işık her zaman beyaz değil. Her sakallı da deden. Sarıya uyduğum yerden izliyorum gecemi. Olmuş. Gece olmuş. Şeritlerin içinden akmak isterken yapışkan bir tabakaya, saçlarım yakıyordu ensemi.
Ne zaman yazmaya yeltensem, bir garson yanaşıp bir şey isteyip istemediğimi soruyor. Geç kalıyorum. Pes ettiğimde, harbe çağırıyorum cümlelerini. İçimdeki savaş, kapatıyor gözlerimin kapılarını. Vermiyor vize. Beyaza bile. Bir bardak ver bana. İçi dolu olsun. Boş tarafıyla canımı sıkamayacağım kadar. Vermiyor garson. Dudak payı diyor.
Kardeş payı gibi bir şey mi?
..
Saçmalarken, gidiyor. Garson bile gidiyor. Cehaletime gülüyor. Yaprakların arasından bakıyorum sarıya. Yaprakların delikleri yok. Göremiyorum geceyi. Gece bile dolmuyor bugün yüreğime. Bugün günlerden ne? Dudaklarım güneş kadar büyük. Alnından öperim dünyayı.
Bana beyazı verin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder